Sayfalar

26 Mart 2010 Cuma

Tezatlık

Hayat nasıl bu kadar tezatlık üstüne kurulabiliyor?
Herşey tezatıyla müsemma ve tezatıyla hayatta.
Sanki siyah değilse beyaz olmak zorunda.
Beyaz değilse kesin siyahtır.
Siyah değilse bile bir süre sonra mecburen siyah oluverir işte.
Oysa ben maviye inanırım.

Afilli yanlızlık...

9 Mart 2010 Salı

Bussinesweek'den böyle bir kapak görseli

Dergi gibi süreli yayınlar o ayın-haftanın konusu olan ana mesajı biraz irite ederek ve dikkat çekerek belki abartarak verme eğilimindedirler. Bu konuda yabancı dergilerin kapak kullanımını daha çok beğenirim. Bizdeki dergiler ise biraz daha gazete manşeti yada haftasonu eki havasında verilir. Bussinesweek'in bu ayki sayısının kapağının çağrıştırdığı ilk şey taşın üstüne oturmuş yanık, kavruk, kendinden ve hayattan bezmiş bir Mısır'lı nın - ki burda Mısır'ı temsil ediyor- dünyanın dörtbiryanından yatırımcıları beklediğini gösteriyor. Ana başlığın altındada şöyle bir ifade var: "Mısır yeni pazarlar arayan Türk yatırımcılar için bir CAZİBE merkezi olabilir." Şimdi bu resimdeki kendinden bezmiş beklediği şey ne ise onu arkasındaki binlerce yıllık taşlar kadar beklemeye meyilli amcamızla Mısır'ın cazibe merkezi olmasının ihtimali nedir? Mısır böyle olmasa da oluşturulan algı tamamen bu yönde.

7 Mart 2010 Pazar

Güç

Bu resme baktığımda aklıma gelen ilk kelime buydu, "GÜÇ"
Sonra zıtlıklar geldi aklıma;
Güçlü olanla- zayıf olan. Bu resimde "zayıf" kelimesinin negatif bir anlamı yok. Zor olan bir hayat şartına karşı güçlü olanı besleyen güçlü olanın tersi bir durumu anlatıyor. Güçlüyü güçlü yapan buysa eğer zayıf gerçeten zayıf değil güçlüdür değil mi.

Sıcaklıkla-soğukluk; Sıcak olmanın soğuğa karşı direnci nasıl artırdığını görüyorum bir an. Huzuru sağlamanın bedeli donmaksa, bu sıcaklık dondurmaz insanı.

Kim kimden besleniyor? Tek olmak böyle bişey sanırım. Bir olmak. Tamamlamak. Katışmak...