Sayfalar

26 Eylül 2011 Pazartesi

Biz bize benzeriz aslında. Bu topraklarda büyümüş bir yahudiden hayata anlam katacak bir yazı.

Şükredecek çok şey var



Hayatın geneline baktığımızda yaptığımız şey hep aynı gibi görünür. Sabah erken kalk, işe git, eve gel, yemek hazırla ya da yarınki işleri düzenle çocukları okula hazırla, alışverişi planla, bir haftanın programını düşün, çamaşır, bulaşık... Veya bunları yapacak kişiyle iletişim, vs, vs...
Tatile gidince de yaşasın avare günler, deniz kenarında her şeyi unutup, dolce vita içerikli sefa sürmeler, kendimizden geçmeler... Rutine dönünce de şikayet etmeye başlarız, yine iş, yine sorumluluk, off...
Oysaki bizi biz yapan bu rutindir aslında.
İyi ki ailemiz vardır, annemiz, babamız, yakınlarımız, çocuklarımız, etrafımızda bizi biz olduğumuz için sevenler....Onlara vakit ayırmak, onlar için bir şeyler yapmak, onların sesini duymak, yüzünü görmek, onlarla haşır neşir olmak...
İyi ki dostlarımız vardır. Her gün bir telefon uzaklığında olan, tatildeyken eksikliğini hissettiğimiz, yanımızdalarsa tatilimize anlam katan, hayatı beraber yaşadığımız, kardeş olmasa da kardeşe kadar yakın bulduklarımız...
İşimiz iyi ki vardır, uğraşacak, didinecek, var olanı daha iyiye götürecek gücümüz iyi ki vardır, İyi ki sabahtan evden çıkmak için güzel bir nedenimiz vardır, üstelik bundan para da kazanıyoruzdur.
İyi ki evimiz vardır, düzenlenecek çekmecelerimiz, izlenecek filmlerimiz, pencereden baktığımızda göreceğimiz aynı manzara, alışkanlıklarımız, demleyeceğimiz çaylar, içeceğimiz kahveler, kendi köşemiz, başımızı beraber koyacağımız yastığımız...
Ödenecek faturalarımız, takip edilecek programlarımız, altından kalkamayacak gibi olduğumuz işlerimiz, aldığımız riskler, tehlikeye attığımız paralar vardır belki; ama kazanacak başarılarımız, yazılacak yazılarımız, söylenecek sözlerimiz, edilmemiş muhabbetlerimiz de vardır.
Rutin dediğimiz, alıştığımız için bazen de adından sıkılarak söz ettiğimiz genel düzenimiz olmasa hayatımız rayından çıkar.
Bir büyüğüm bana hep şöyle derdi: “İnsanın çizginin öbür tarafına geçmesi an meselesidir, bir anda bir yakınını kaybedebilir, bir anda iflas edebilir, bir anda tüm sorumluluklarının içeriği değişebilir, bu yüzden yeter ki sağlık olsun.”
Sağlık olsun kadar içeriği dolu bir ifade var mı?
Sağsak, her şeyin bir çaresi bulunur, yeter ki ümitli, istekli ve çalışkan olalım. Hayattaysak çözemeyeceğimiz hiçbir mesele olmaz. Her yeni gelen gün biz bambaşka güzellikler getiriyor olabilir. Günün rutininden sıkılmak, yakınmak yerine, onun için şükretmemiz gerekiyor.
O rutinin bittiği an, oturup düşünmemiz gereken bir şeyler var demektir.
O rutin, bizi hayata bağlayan, bizi biz yapan ayrıntılardır. Her gün aynı saatte ayağa kalkabilmek bir lükstür aslında... Hastalanıp başkalarına ihtiyaç duyarak ayağa kalkmak zorunda olmamak...
Evden çıkıp yorucu trafiğe takılmak da bir lükstür, işi olmayan olsa da o işe herhangi bir sebeple devam edemeyeler vardır bir yerlerde.
Hep aynı restoran ya da kafede yemek yemek, öğlenleri aynı mekânlarda bir araya gelmek sıkıcı gibi görünse de oralara hiç gidemeyenler, bizim yerimizde olmak isteyenler vardır.
Şükredecek çok şey var; sağlıklıysak ve rutinimiz varsa...
Ölüm Allah'ın emridir, bir ona çare yoktur; ama onun dışında hayatı daha anlamlı yaşamak, halimizden memnun olmak, yediğimiz her lokma ekmek için, attığımız her adım için şükretmeyi bilmek çok önemlidir.
Bu sabah köşem için bambaşka bir yazı yazmak vardı kafamda; ama Rav İzak Alaluf'un haftanın peraşasıyla ilgili konuşması bana bu yazıyı yazdırdı bugün.
Okulum açlımıştı, çocuklarım gelmişti, ben yine onlara bir şeyler anlatacaktım, yine her gün bir adım daha ilerlediklerini görüp mutlu olacaktım, geri kalmakta ısrar edenlere yine kızacaktım, onlarla uğraşmaya yine devam edecektim, yine sınavlar, yine sonuçlar, seneye başka hikâyeler, başka çocuklar... Ama ben rutinimin dışında olmadığım için şükrettim bu sabah ve gözlerimin dolduğunu hissettim.
İyi ki alışkanlıklarım, alıştıklarım, hayallerim, hedeflerim, sevdiklerim vardı.
İyi ki şükredecek çok şeyim ve bunu fark eden bir tarafım vardı.
Hayat kadar güzel bir şey yok, yeter ki bütün kutsal kitapların en büyük öğüdü olan şükretmeyi bilelim.



Tülay GÜRLER KURTULUŞ

Hayat ve Kırmızı Bisiklet

25 Eylül 2011 Pazar

Kırmızı bisiklet


Bir şiirin anlattıkları

Birkaç kelime belki birkaç satır düşüyor aklıma, sonra şiir anlam kazanıyor. Şiiri böyle okumak gerek. Hayatta yansımalarını bula bula.

................
....
.

Adı bende gizli bir kadındı İstanbul


Şehre bir yağmur yağdı

Ben ağladım


...

Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses

Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır

...
...


Soyulur muydu kabuğu hayatın

Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?







20 Eylül 2011 Salı

Yavaşlamak gerek...

Yavaşlaman gerek Murat derlerdi dinlemezdim kimsyi. Bu sefer ses vücudumdan, aşil tendonumdan geldi. Sanırım hayatım epeyce değişecek. Şu an yatıyorum ve kendime ayıracak epeyce zamanım var. Şimdide aklım çeliyor aklımı ve ben nedense bu durumdandan da olumlu bir pay çıkarıyorum.

6 Eylül 2011 Salı

ÇOCUK DÜNYASI




ÖZGÜVEN

Özgüven bireyin kendisi hakkındaki düşünceleri,imajı ve resmidir.
Bu imaj kendi deneyimlerimizle oluşup,başkalarından aldığımız olumlu ve
olumsuz tepkilerden etkilenerek biçimlenir.Çocuklarla kurduğumuz iletişim
biçimi,onların kendileri hakkında oluşturacağı olumlu veya olumsuz özgüveni
biçimlendirecektir.

Kendileri hakkında yeterince olumlu düşünmeyen ve kendilerine
güveni olmaya çocuklar ,yakın çevrelerinin dışına çıkıp yeni deneyimler
edinmede güçlük çekerler.Kendileri hakkında olumlu düşünceleri ve kendilerine
güven duyguları uygun düzeyde olan çocukların sağlıklı arkadaşlık ilişkileri
kurma ve balarılı olma şansları daha fazladır.Haşarı ve yaramaz çocukların
ise genellikle aile ve arkadaş çevresindeki yerlerini, olumsuz davranışlarla
dikkat çekerek kazandıkları görülmektedir.Bu çocuklar ,aileleri ve öğretmenleri
tarafından cesaretlendirilmemiş ve yeterince desteklenmemişlerdir.Çocuğun
özgüven gelişiminde en önemli etken ailesidir.Çocuklarımız küçük yaşlardan
itibaren evleri dışındaki çevrelerden ve arkadaşlarından etkilenmeye başlasalar
da ,özgüvenlerini geliştirmede en önemli etkiyi anne ve babası yapar.Olumlu
özgüven geliştirmiş çocuklar ,kendi güç ve kapasitelerine inanır ve dışa açılıp
daha çok öğrenme isteği duyarlar.
Çocuklarımızı sağlıklı bir özgüven geliştirmeleri için lütfen
önerilerimizi dikkate alınız.

*Çocuklarınıza yaşlarına göre gerçek sorumluluk verin.

*Çocuğun hata yapmayı kabullenip bunun öğrenmenin bir parçası olduğunu
anlamasını sağlayın (kendinizden örnekler verebilirsiniz yaşadığınız deneyimleri
onunla sohbet sırasında anlatabilirsiniz) böylelikle ilerde engeller karşısında
yıkılmayarak devam etmeyi öğrenmesini sağlamış olacaksınız.

*çocuklarınızın yetenekli olduğu alanları iyi gözlemlemeniz ve onu
desteklemeniz öz güveni için iyi bir yatırımdır.

*Çocuğunuza aşırı bağımlı davranışlarınız onunda size bağımlı olmasına neden

olacaktır ve bu çocuğun sağlam benlik geliştirmesine ve özgüvenine sekte
vuracaktır.

*Çocuğunuzun bazen başarısını, bazen de çabasını övünüz unutmayın övgüde
abartı tehlikelidir.

*Çocuklarınızı başkalarıyla kıyaslamayın sadece kendisiyle kıyaslayın(artık
bunu daha iyi yapabiliyorsun her geçen gün yeni şeyler öğreniyorsun )

*Toplum içerisinde çocuğa yöneltilen soruya kendiniz cevap vermeyin (yaşın
kaç adın ne gibi benzer soruları kendisinin yanıtlamasını bekleyin )

*Çocuğun yaş özelliklerini öğrenin ve yaşının üzerinde beklentilerde
bulunmayın.

Bu başlıklar sizlere yardımcı olacaktır. Çocuğunuza güvenin ve ona inanın
gerektiği yerlerde yardımcı olmayı teklif edin ,teşekkür edin,çocuğunuzun
ilgilendiği konularla sizde ilgilenin ve sizden bağımsız bir benlik geliştirdiğini
Unutmayın.

SEVGİLİ ANNE VE BABALAR ÇOCUĞUNUZ İSTEDİĞİNİZ GİBİ DEĞİL
YETİŞTİRDİĞİNİZ GİBİ OLUR BUNU UNUTMAMANIZ DİLEĞİYLE!..

SEVGİLERİMİZLE
ÇOCUK DÜNYASI