Sayfalar

28 Eylül 2009 Pazartesi

Huzur

Dünyaya bakış açım üniversite yıllarımdaki mezar bahçıvanlığı hayalimin değişmesi ile birden değişti. Pek de sağlıklı bir meslek seçimi değil bu biliyorum. ODTÜ Beden Eğitimi bölümünde okuyorsunuz ve bir mezarda bahçıvan olmak istiyorsunuz. Şimdi düşündüğümde beni bahçıvan olmaya yönelten iki neden görüyorum; birincisi "AŞK" ikincisi ise "HUZUR". Bu kelimeleri sade halleriyle özellikle yazıyorum. iki neden ile ilgili iki ayrı kitap açıklama yapıyor. Birincisi Elif Şafak'ın AŞK yorumu ki onu şimdilik buraya koymuyorum, diğeri ise şu aralar okuduğum bir kitaptan. Aynen aktarıyorum:

Kırmızı gökyüzünün altında, toprak bir evin önünde oturmuş, boşluğa bakan yaşlı bir adam görmüştüm.
Onu selamlayıp ne yaptığını sordum.
"Bekliyorum kızım" dedi.
"Neyi bekliyorsun amca?" dedim.
Sanki yıllardan beri baktığı boşluktan gözlerini çevirip bana baktı, soruma şaşırmış gibi,
"Neyi bekliyeceğim" dedi, "günün bitmesini..."

"Huzur" sözcüğü bana hep orda öylece oturup günün bitmesini bekliyen yaşlı adamı hatırlatır.

Günün bitmesini beklerken,
Haftanın, ayın bitmesini beklerken,
Yılların bitmesini beklerlken,
Bir ömür geçiyor huzurlu bir şekilde.
huzur buysa eğer ben huzurlu olmak istemiyorum.

4 yorum:

  1. Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalı, mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. AŞK’ın ise hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
    Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde.

    YanıtlaSil
  2. Belki de birçok şeyin hasretinde kalmak ortasında olmaktan daha iyidir.

    YanıtlaSil
  3. Belki, ama öylesi korkup kaçmak olmaz mı birçok şeyden?
    ""'Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir' diye endişe etme.
    Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?""

    YanıtlaSil
  4. Belki de...

    Belki de yaşadığım hayat zaten alt üst olmuş halidir hayatımın ve altı üstünden daha güzeldir.

    YanıtlaSil