Sayfalar

4 Mart 2009 Çarşamba

Dönüş yolunda...

İnanılmaz sıkıntılı anlar vardır ya, geçmesi için dua edersin, geçse, bitse bu çile dersin.
Endişe etme herşey geçiyor hem de çok hızlı.

Einstain şöyle demiş. "Ben gelecek için hiç bir endişe duymadım. O yeterince hızlı geliyor."
Peki hangisi zor acaba: geçmek bilmez sıkıntılı anların, zor zamanların mı geçmesi yoksa kalmak bilmez güzel zamanların, gücün kuvvetin hatta taze tenin mi geçmesi?

Sonunda herşey geçiyor. İyi yada kötü herşey...

Hasan Kasap hocayı hiç böyle görmemişsinizdir. Bu resmi kendisinden izin alarak koyuyorum.
Kamil hoca ve Gül Nur hanım
Orhan bey kafasına dertler dışında ne taksa yakışıyor :)


Sanki o an bir şiir hislenecekmiş de yorgunluğu gölgelemiş gibiydi Fahrettin Kandemir beyin.


Yasak şehrin en sonunda girişi yasak bir kapının önündeyiz. Düşünceli bakmışız biraz.

İşte o kapının içindekiler. Burası imparatorun yasak odası. Önceden şehre yasak olduğu için girilemezmiş, şimdi ise odaya. Fakat bakmak serbest.
İmparatorun divanının iki yanındaki leylekler uzun ömür anlamına geliyormuş. İmparator kaç yaşında öldü acaba?

Güneş saati ve kullanma kılavuzu.



Yasemine bu şapka çok yakıştı, tabiki Orhan beyden sonra.

Metin kendisinden para isteyen bir dilenciden para isterken.

Günün en anlamlı fotosu. Komunizmin gelmiş geçmiş en haşmetli liderlerinin biririnin fotoğrafının ve hatta mumyasının önünde ülkücü işareti yapan Orhan bey. Bu resimden sonra 10 Çin Komunist Parti ajanı bizi uzunca bir süre takip etti. :)
Taaaki; Orhan beyin yıldızlı kalpağı takmasına kadar. :)






Tianmen Meydanında bir asker öööle beklerken. Adam çok ya her metreye bir asker, iki polis ve 3 gönüllü düşüyor.



İşte bizim Pekin kafilesi


Çinli çok tatlı bir çocuk.


Bu tarz heykeller hiç yabancı gelmiyor değilmi?


İşte hikayenin sonu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder