Sayfalar

30 Mart 2009 Pazartesi

Acaba hayat enerjim nerden geliyor?



Beni hergün erkenden kalkıp işe götüren,

çalışmak için heveslendiren,

plan kurmamı sağlıyan,

düştüğümde kaldıran,

deli gibi isteten,

yada nefret ettiren,

çok konuşturan,

çok koşturan,
...
yaşam enerjimi nerden alıyorum?
******************************
Çoğu zaman iki yol çıkar insanın karşısına. Yoldan önceki yaşadıklarının bir önemi yoktur artık. Tercihini seni o yolun başına getiren sebeplerin etkileyeceğini zannedersin fakat bu koca bir yanılgıdan başka birlşey değildir. Her seferinde yaptığın bu seçimin farkında değilsen hayat senin için daha kolay olabilir. Çünkü bilmek çoğu zaman acı verir insana. Ben yine de bilmeyi isterim, hatta yapa-bilmeyi, doğru yoldan gide-bilmeyi, zor olanı seçe-bilmeyi, hayatı ve kurallarını farkede-bilmeyi.

Karşısında çatallanmış iki yolu gören "Hamlet" şöyle konuşur kendisiyle: "Acaba zalim feleğin okuna, taşına göğüs germek mi, yoksa bu mihnet deryasına karşı koyarak hepsine son vermek mi daha asil bir hareket olur? Ölmek: Uyumak... Hepsi bu kadar... Ve bir uykuyla bütün kalp ağrılarını, vücudun yakındığı binbir derdi dindirebilmek... İşte varlığımızın özlediği netice! Ahh, işte güçlük burada! Çünkü ruhumuz bu fani kalıptan sıyrılıp ölüm uykusuna daldığı an, nasıl bir rüya göreceğimizi kim bilir?" William SHAKESPEARE'a katılmamak elde değil. "Olmak ya da olmamak! İşte bütün mesele bu!"

Gecenin bi vaktinde aklıma birden hayat enerjimin Anka Kuşunun varolma serüvenine benzediği geldi.
Küllerinden yeniden doğmaya olan inancım, beni düştüğümde kaldıran, hata yaptığımda tekrar tekrar deneten, 10000000 da 1 ihtimal olsa bile o "1" ihtimalin peşinden koşturan bir delilik olduğunu düşünüyorum. Bunun delilik olamsından hiç de gocunmuyorum.
Yarın ne getirir bilinmez fakat yarın herşey çok daha güzel olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder