Sayfalar

8 Ocak 2009 Perşembe

Bigisayarımı kurcalarken bulduğum bir yazım: "Pekinden merhaba"




Pekinden merhaba;

Garip ama gerçek Pekin 2008 Olimpiyat Oyunlarındayım. Olimpiyatlara katılmaya hak kazandım ve bunu herhangi bir kimsenin yardımıyla değil tabiri caizse bileğimin hakkıyla elde ettim. Bir hayalim gerçekleşti ve işte olimpiyatlardayım. Hiçbir şey tesadüfen elde edilmiyor. Ama insanlar nedense işin sadece tesadüf/şans tarafını görmek istiyor. Herşeyden önce bu sonuca varmak çok kolay belkide ondandır fakat tesadüfün/şansın gerçekleşebilemsi daha dağrusu seni bulabilmesi için yapman gerekenler çok önemli. Zor olduğu için elde edileni şansa yormak daha kolay sanırım.


Birşeyi elde etmek herzaman insanda mutluluk duyguları yaratmıyabiliyor. Belkide bu dünyada hiçbirşey elde edilecek kadar önemli değildir. Ama onu elde etmeden önceki 'istek', 'arzu', 'ihtiras', 'hırs' adına her ne derseniz deyin, bütün bu duygular insanı harekete geçiren gerçekler.


Yada şu açıdan bakabilirim olaya. Elde ettiğimde beni birşey mutsuz yapıyorsa yada şöyle demek daha doğru olur, çok istediğim birşeyi elde ettiğimde mutsuz oluyorsam o şey gerçekten istediğim şey olmayabilir. Gerçekten elde etmek isteyeceğim şeylerin peşinde koşmalıyım o halde. O her neyse onu aramalıyım. Buluncaya kadar aramalıyım. Ne gerekiyorsa yapmalıyım.

İnsanın aklına şu sorular geliyor.
Neyi aramalıyım?

Neyi arayacağımı biliyormuyum?
Nasıl aramalıyıum?

Acaba ararken doğru bir yöntemle mi arıyorum?

Ya yanlış bir yöntemle arıyorsam.

Bu durum yanlış bir yere kuyu kazıp su çıkmasını beklemek gibi birşey.


Arama sürecimde hatalar yapmak benim en büyük lüksüm sanırım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder