Sayfalar

11 Ekim 2009 Pazar

Birkaç ay önce yazdığım fakat yayınlamadığım bir yazım.



Çok şey öğrendim. Keyifliydi, sıkıntılıydı, kararlarımı sınadım.
İş hayatımla ilgili kendimde geliştirdiğim en önemli tutumlardan birisi "kötü haber yoktur sadece haber vardır" kuralı. İş hayatımda ne olursa olsun bu benim için, daha iyi olmam için, ilerlemem için bir fırsattır. Bu tutumu nasıl geliştirdim diye düşündüğümde şu soru geliyor aklıma. Buna inandığım için mi böyle, yoksa böyle olduğunu gördüğüm için mi inanıyorum? Cevabım buna inandığım için böyle olduğu. Görmeden önce inanmışım. Lafı fazla uzatmadan işle ilgili geldiğim noktaya değinmek istiyorum. Aylar önce kısa bir yazı paylaşmıştım gitmek ve kalmak ile ilgili. Bu yazıyı farklı yorumladığımda sanırım ben kalan olmak istitediğimi anladım. Bu; gitmeyi beceremediğim yada gitmekten korktuğum için gitmediğim anlamına gelmiyor. Çünkü gitmelerimi çok net hatırlıyorum. Ben buradayım demek istiyorum. Yine şair Erdoğandan dan bir dize anlatıyor duygularımı.
Bir gün;
Herşeyimle dim dik,

Her türlü kavgaya hazır,

Çıplak,

Gergin...


İşte mücadeye hazırım, gerekiyorsa kavgaya ve sonuna kadar.
Tek başıma kalma pahasına, üzülmüyorum, unuttuğum bir şeyi tekrar hatırlıyorum.
Bir anka kuşu gibi.
Yaralarımı bir bir sarıp, atılması gerekenleri kestirip atıp yola devam etmeyi seçiyorum.

Yolun bittiği yere kadar varım, yolun bittiği yere kadar var olanlarla.
Kimseye dargın değilim, saygı duyuyorum tüm yollara.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder